
Geleneksel mecra deyince aklınıza ne geliyor? Tahminen gazete, radyo, dergi ve televizyon gibi mecralar geliyordur.
Aslında her mecranın iletişim planlarında değeri vardır. Yeter ki hedef kitleye ulaşmamız için bize yol sunsun. Ancak yeni kuşakların iş dünyasındaki sayısı artıkça, yeni mecra ve geleneksel mecra kullanım oranlarının dengesi kurum içi çatışmalara sebep olabiliyor.
Özellikle X ve Y Kuşağı yöneticilerinin, yeni mecra kullanımındaki yeteneklerinin sınırlı olması, ekibe yeni dahil olmuş genç beyinleri yönetmelerinin önündeki en büyük engel gibi duruyor.
Aslında burada tarafların ikisine de hak vermek sanırım en politik tavır olur.
Geleneksel mecra toplum değerleri ciddi değişime uğramadığı sürece kolay kolay etkisini kaybetmez.
Z Kuşağı çalışanları yeni mecraya daha alışıklar; birçok içeriği yeni mecraya uygun tasarlama çabası içindeler ve geleneksel mecra kullanımının kitle iletişiminde çok yeri olmadığını düşünüyorlar. Bu bir hata; çünkü geleneksel mecra toplum değerleri ciddi değişime uğramadığı sürece kolay kolay etkisini kaybetmez.
X ve Y Kuşağı temsilcilerinin, yeni mecranın kitle iletişiminin temelinde yer alması için henüz erken olduğunu düşünmeleri de bir hatadır. Tam aksine geleceği istiyorsanız, gelecek yeni nesil mecrada.
Yeni mezun ekip üyelerinin deneyimsizlikleri bahane edilerek fikirleri değer görmüyor.
Buradaki asıl sorun ekibe yeni katılan ancak yeni mecralarda yöneticilerine göre çok daha etkin olabilecek yeteneklerdeki yeni mezun ekip üyelerinin, deneyimsizlikleri bahane edilerek fikirlerinin değer görmemesi; işte bu yeni nesil iletişimin önündeki en büyük engellerden biri.
Her mecra ve deneyimin iletişim planlarında değeri olmalıdır. Siz, ekibinize yeni mezun olarak gelen ve deneyimi olmadığını düşündüğünüz bir bireyin fikirlerini ciddiye almazsanız, yeni mecranın içinde büyümüş, tüm algoritmasını işine yansıtmaya çalışan bir bireyi en başta kaybedersiniz.
Siz de gelişmek ve değişmek zorundasınız.
Gerçek lider, birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarının yeteneklerini iyi analiz edebilen ve ekibindeki bireylerin gelişimini bu kapasite doğrultusunda destekleyen kişidir. Türkiye’deki kurumsal yaşantının temel sorunlarından biri de aslında tam olarak bu: iş süreci yönetimi liyakat kapsamında yapılmıyor.
Yeni kuşaklar da yeni mecralar gibi hayatımıza olan etkisini gün geçtikte artırıyor. Onların yenilikçi fikirlerine saygı duyup yeteneklerini iletişim planlarına yansıtmalı ve onların gelişim sürecine, öncelikle onların yeteneklerine saygı duyarak başlamalıyız. Saygı duymadığınız bir birey, deneyimli olsanız da size saygı duymayacaktır.
Geleceğin iletişiminde geleneksel mecra belirli alanlarda tabii ki olacaktır. Ancak geleneksel mecra saplantısı olan kurumlar ve liderler, geleceği kaybetmeye mahkûmdurlar.
Dünya, teknoloji, iletişim gelişiyor ve değişiyor. Siz de gelişmek ve değişmek zorundasınız.
Gelecekte buluşmak dileğiyle…
Commenti